SGK İdari Para Cezalarında Lehe Hükmün Geriye Yürütülmesi

SGK İdari Para Cezalarında Lehe Hükmün Geriye Yürütülmesi

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU TARAFINDAN KESİLEN İDARİ PARA CEZALARINDA LEHE HÜKMÜN GERİYE YÜRÜTÜLMESİ

  1. İdari Yaptırım Nedir?
    İdari yaptırımlar yasaların açıkça yetki verdiği ve yasaklamadığı durumlarda, yargı kararı olmaksızın, idarenin doğrudan doğruya, bir işlemi ile İdare Hukukuna özgü usullerle vermiş olduğu cezalardır. İdari yaptırımlar, “kanunilik ilkesi”nin gereği olarak ancak bir kanuni düzenleme ile hukuki alemde varlık kazanabilirler. İdari yaptırım uygulanmasını gerektiren davranışların neler olduğu ve bu davranışlara hangi idari yaptırımların uygulanacağı ile ilgili olarak pek çok yasal düzenleme bulunmakla birlikte; 30 Mart 2005 tarihli ve 5236 sayılı Kabahatler Kanunu idari yaptırımlar konusunda genel kanun olma özelliğine sahiptir. Dolayısıyla özel düzenlemelerde hüküm bulunmayan hallerde Kabahatler Kanunu dikkate alınacaktır. Belirtelim ki Kabahatler Kanunu’nun genel hükümleri tüm idari yaptırımlar hakkında değil, yalnızca idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesini gerektiren fiiller hakkında uygulanabilecektir.
    Kabahatler Kanunu’nun 5’inci maddesinde; bu Kanun’un zaman bakımından uygulanmasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulanmasına ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmaktadır. Zaman bakımından uygulama hususu da genel hüküm niteliğindedir. Dolayısıyla Kanunun 3’üncü maddesinin 1/b hükmünde belirtildiği gibi, bu Kanunda yer almasa bile tüm idari para cezaları ve mülkiyetin kamu geçirilmesi yaptırımları konusunda uygulanma imkânı bulacaktır. Diğer bir deyişle ceza hukukuna hakim olan, “geçmişe yürüme yasağı”, “lehe hükmün geçmişe yürümesi” ve “derhal uygulanma” gibi ilkeler idari para cezaları bakımından da uygulanabilecektir.
  2. Lehe Hükmün Geçmişe Yürümesi İlkesi ve İdari Para Cezaları
    Anayasa’nın 38’inci maddesinde ve Türk Ceza Kanunu’nun 7’nci maddesinde yer alan düzenlemelere göre, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan kanunun uygulanması kuraldır. Ancak Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükmüne göre suçun işlenmesi anında yürürlükte olan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun hükümleri arasında bir farklılık bulunması halinde, failin lehine olan kanunun uygulanması gerekir. “Lehe hükmün geçmişe yürümesi” olarak adlandırılan bu ilke ceza kanunlarının geçmişe yürütülmesi yasağının bir istisnasıdır ve hukukun genel prensiplerindendir. Kabahatler Kanunu’nun zaman bakımından uygulama konusunda Türk Ceza Kanunu’na yapılan atıf sebebiyle, idari yaptırımlara uygulanacak kanun hükmünün tespiti noktasında, fiilin işlendiği tarihten sonra bir kanun değişikliği olmuşsa, lehe olan hükmün tespit edilmesi ve fiile bu hükmün uygulanması gereklidir.
    Danıştay konu ile ilgili bir kararındaki değerlendirmesi benzer şekildedir: “idari işlemin yargısal denetimi açısından işlemin tesis edildiği andaki hukuki duruma göre değerlendirilme yapılması kural olmakla beraber idari yaptırımlar alanında, ihlalin işlendiği tarihten sonra yürürlüğe giren kanun, fiili, ihlal konusu olmaktan çıkarıyorsa veya o fiil için öngörülen yaptırımı azaltıyorsa ilgili kurallar geriye yürür olarak uygulanacak, yargısal denetim de bu çerçevede yapılacaktır.” (Dan. 13.D., 22. 06. 2011, E.2010/367, K.2011/301)
    İdari yaptırım uygulanmasını öngören bir kanun hükmünde, sonradan meydana gelen bir değişiklik ile eyleme idari yaptırım uygulamasından vazgeçilmesi veya yaptırım süresinin (belirli bir süre faaliyetten men yaptırımı gibi) kısaltılması yahut idari para cezalarında para miktarının azaltılması gibi yaptırımın hafifletilmesi halinde yeni durumun failin lehine olduğu açıktır.
    Lehe hükmün uygulanması konusunda dikkat edilmesi gereken hususlardan bir tanesi, idari yaptırım hükmünün infazının tamamlanmamış olmasıdır. Ceza hukukunda cezanın, kabahatler hukukunda da idari yaptırımın infazından sonra lehe hüküm uygulaması mümkün değildir.
    Zaman bakımından uygulamayı düzenleyen Kabahatler Kanunu madde 5’e göre kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir. Burada infaz aşamasında gerçekleşen kanuni değişiklikler ile infaza ilişkin gerçekleşen kanuni değişiklikleri birbiri ile karıştırmamak gerekir. İnfaz aşamasında maddi hukuka ilişkin bir değişiklik
    olması halinde, hükmün lehe olup olmadığının tespit edilmesi ve lehe ise geçmişe yürüyecek şekilde uygulanması gerekecektir. Ancak söz konusu olan kanuni değişiklik infaza ilişkin bir değişiklik ise, lehe veya aleyhe olup olmadığına bakılmaksızın, kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle uygulanmasına başlanacaktır.
    Konuyu sigorta primi teşvik destek ve indirimlerde yasaklama öngören hükümlerdeki lehe değişiklik bakımından ele alalım:
  3. Sigorta Primi Teşvik Destek ve İndirimlerde Yasaklama Öngören 2017/18 Sayılı SGK Genelgesi
    İşverenlere sağlanan bazı sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanma şartlarından biri de işyerinde yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırılan kişilerin sigortalı olarak bildirilmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalıştırılmadığı yönünde tespitin bulunmamasıdır. Böyle bir tespitin gerçekleşmesi halinde işverenlerin, sağlanan destek ve indirimlerden bir yıl süreyle yararlanamayacağı mevzuatta değişik kanunlarda benzer şekilde düzenleme bulmuştur. Ancak 8/3/2017 tarihinde 5510 sayılı Kanuna Ek 14 üncü madde eklenmiş ve söz konusu düzenlemelerin uygulama alanı kalmamıştır. İlgili maddeyle ilk tespitten sonra bir ay süreyle, üç yıl içerisinde ikinci tespit söz konusu olursa 1 yıl süreyle destek ve indirimlerden yasaklama getirilmiştir.
    5510 sayılı Kanuna Ek 14 hükmü yürürlüğe girmeden önce uygulanan hükümler aşağıda yer almaktadır.
    3.1. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
    Kanunun 81 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi hâlinde, işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. Bu madde kapsamındaki teşvikten yersiz olarak faydalanıldığının tespiti
    hâlinde, yararlanılan teşvik tutarı işverenden gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.”
    Kanunun Ek 2 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. Bu madde kapsamındaki teşvikten yersiz olarak faydalanıldığının tespiti halinde işverenden yararlanılan teşvik tutarı gecikme zammı ve gecikme cezası ile birlikte tahsil edilir. Ayrıca, işyerinde sigortalının fiilen çalışmadığı halde bildirildiğinin tespit edilmesi halinde işveren hakkında Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.”
    3.2 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu
    Kanunun geçici 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında, “5510 sayılı Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz.”
    Kanunun geçici 15 inci maddesinin beşinci fıkrasında “Yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz”.
    3.3 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu
    Kanunun Ek 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz.”
    8/3/2017 tarihli ve 30001 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6824 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 17 nci maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa Ek 14 üncü madde eklenmiştir. Anılan madde şöyledir:
    “Mahkeme kararıyla veya yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalıyı fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işyerleri ilk tespitte bir ay süreyle, ilk tespit tarihinden itibaren üç yıl içinde tekrar eden her bir tespit için ise bir yıl süreyle bu Kanun, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda yer alan sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanamaz. Bu Kanun ve 3294 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Kanunda bu maddeye aykırı olan hükümler uygulanmaz.”
    Buna göre, ilgili madde uyarınca yasaklama kapsamına girdiği tespit edilen işyerlerinden çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalıyı fiilen çalıştırmadığı,
    • yapılan kontrol ve denetimler sonucu anlaşılan işyerleri tutanak tarihini,
    • Mahkeme ilamından anlaşılan işyerleri, mahkemenin kesinleşmiş karar tarihini,
    • Bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan yazılardan anlaşılan işyerleri, söz konusu yazıların SGK’ya intikal tarihini
    takip eden aybaşından itibaren ilk tespitte bir ay süreyle, ilk tespit tarihinden itibaren üç yıl içinde tekrar eden ve yasaklama kapsamına giren her bir tespit için tespit tarihini takip eden aybaşı itibariyle birer yıl süreyle yukarıda belirtilen sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanamayacaktır.
    SONUÇ
    5510 sayılı kanundaki değişiklik tarihi olan 8/3/2017’den önce gerçekleşen, çalıştırılan kişilerin sigortalı olarak bildirilmemesi veya bildirilen sigortalının fiilen çalıştırılmaması eylemleri için SGK tarafından kesilen idari para cezalarında, infazı tamamlanmamışsa lehe kanunun geçmişe yürümesi ilkesi gereğince işlem 5510 Madde Ek 14 hükmüne göre tesis edilmelidir.
No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.